Sizi bilmem ama ben, Karadeniz derbisine yakışır bir ilk 45 dakika seyrettim. Tempolu, coşkulu, istekli, arzulu, top bir o kalede, bir bu kalede, her iki takımda dominant, baskın, her ikisi de oyunu forse eden taraf.
Birbirlerinin karşısında futbol oynayarak kazanmanın hünerini göstermeye çalışan, antik Roma’nın Kolezyumunda ki gladyatör grupları gibi! Bunlar elinde kılıç, kalkan olanlar değil, ayaklarında krampon, önlerinde top olanlardı.
Ev sahibi Yılport Samsunspor’un kaçırdıkları bir kenara, Çaykur Rizespor’un dört tane yüzde yüzlük gol pozisyonu var ki sormayın gitsin! Kaleci Okan, dördünü de harika çeldi!
Bu lig de, bu sezon kontrataktan golü olmayan Samsunspor ile kontrataktan 4 golü olan Rizespor’un, Samsun Yeni 19 Mayıs Stadyumu’ndaki bu etkin mücadelesinde, kora kor bir aksiyon izledik! 25 bin civarındaki futbolsever, ev sahibi kırmızı-beyazlılara tam destek verirken, yeşil-mavililerin kontrataklarında bezen nutku kesildi tribünlerin, kesilmedi değil! Öyle mi? Öyle.
Üst üste 4 mağlubiyet fotoğrafıyla bu deplasmana gelen atmacalar, artık buna bu gece bir son vermenin peşinde koşarken, ligin dibinden ciddi bir şekilde uzaklaşmak isteyen şirinler, dokumacı kuşları gibi sahayı ince eleyip sık dokudu.
Süper Lig’de Alman teknik adamları Markus Gisdol ile tırmanışa geçen ve son 7 karşılaşmasında sadece bir mağlubiyet alan Samsunspor, bu 90 dakikayı da üç puanla kapatmanın peşindeydi.
*
Her iki Karadeniz temsilcisi de, ligin nimetlerinden yararlanmak için, kendi sistemini yürürlüğe koymanın peşindeydi! 36 puanlı konuk ekip, son haftalardaki puan yoksulluğuna bir kredi daha çekmek isterken! 30 puanlı mekan sahibi ortaya koyacağı nakit ödemeyle! bir basamak daha üste çıkmanın rahatlığını hissedecek olmanın gayretindeydi.
Sakat, cezalı 3 oyuncusundan yoksun kırmızı-beyazlılar ile sakat, hasta, cezalı ve statü gereği olmayan toplam 8 oyuncusundan eksik olan İlhan Palut’un yeşil-mavili ekibi, 12. dakikada stoperi Mocsi ile Samsunspor kaptanı Zeki’nin ortasını uzaklaştıramayınca, ceza alanı içerisinde önüne düşen topa en son vurup takımını 1-0 öne geçiren, Van Drongelen oldu.
İkinci yarıya, her nedense pas hataları ile başlayan Rizespor takımı bunu sürdürünce, Samsun plakasının yazıldığı 55. dakikada Holse’nin sol ayak içi ile fasolu şık vuruşu, meşin yuvarlağın kaleci kaptan Tarık’ın sağından filelere göndermesine neden oldu.
Bu golle iki farklı öne geçen kırmızı-beyazlılar da; teknik patron Gisdol, bu takımda görev yapan yabancı teknik direktörler içerisinde, oynadığı 10 iç saha maçında, galibiyet yüzdesi ortalama en yüksek olan yabancı teknik adam unvanını da ele geçirdi.
Atmacaların kalecisi Tarık, şirinlerin for hattından Mouandilma’yı ceza alanı içerisinde düşürünce, orta hakem Murat Erdoğan tereddütsüz penaltı noktasını gösterdi. Atışı kullanan Ntcham, 3-0’lık skoru ve haneye yazılana üç puanı belirledi.
Aslında ne olduysa Rizespor’a, kendi evinde Trabzonspor’u mağlup ettikten sonra oldu. O, galibiyetin zaferini maçtan sonra saha içinde turlar atarak kutlayanlar, İlhan Palut gibi rehavetin dibine vurdu.
*
O gün bugündür, kaybettikleri puanların derdine düşmeyenler, o sabun köpüklerinden oluşan haftalık geçici galibiyetlerin, kaç milyon baloncuk ürettiklerini artık hesaplasınlar!
Çünkü ligin bitmesine koskoca 11 hafta var. Havada asılı duran 33 puan. İstanbulspor’un haricinde bu lige veda edecek olan diğer üç takımın halen daha kim olacağı belli değil ve bu hem Samsunspor, hem de Rizespor için halen daha geçerli.
Ben bu iki takımında bu ligden düşmesini asla ve asla istemem. O yüzden ben şimdiden uyarayım da, benden günah gitsin!